Astroloji Aşkına
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
En son konular
» Merhaba tekrar :)
Astroloji(2) EmptyPtsi Haz. 08, 2015 9:23 pm tarafından PaperDragon

» Gaziantep'ten selamlar
Astroloji(2) EmptyPtsi Haz. 08, 2015 8:52 pm tarafından PaperDragon

» Caput Algol sabit yıldızı
Astroloji(2) EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 11:25 am tarafından Uranus

»  Nazım Hikmet
Astroloji(2) EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:57 am tarafından Uranus

» Progres Asc
Astroloji(2) EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:56 am tarafından Uranus

» Stelyum
Astroloji(2) EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:55 am tarafından Uranus

» ben geldimm
Astroloji(2) EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:52 am tarafından Uranus

» SES ??
Astroloji(2) EmptyPtsi Mayıs 18, 2015 4:51 am tarafından Uranus

» KARŞILIKLI AĞIRLAMA (MUTUAL RECEPTİON)
Astroloji(2) EmptyC.tesi Ara. 20, 2014 10:35 pm tarafından sinan1399

Anket

Bucunuz Hangisi

Astroloji(2) Vote_lcap9%Astroloji(2) Vote_rcap 9% [ 402 ]
Astroloji(2) Vote_lcap8%Astroloji(2) Vote_rcap 8% [ 376 ]
Astroloji(2) Vote_lcap8%Astroloji(2) Vote_rcap 8% [ 370 ]
Astroloji(2) Vote_lcap9%Astroloji(2) Vote_rcap 9% [ 439 ]
Astroloji(2) Vote_lcap9%Astroloji(2) Vote_rcap 9% [ 410 ]
Astroloji(2) Vote_lcap8%Astroloji(2) Vote_rcap 8% [ 391 ]
Astroloji(2) Vote_lcap9%Astroloji(2) Vote_rcap 9% [ 409 ]
Astroloji(2) Vote_lcap9%Astroloji(2) Vote_rcap 9% [ 414 ]
Astroloji(2) Vote_lcap7%Astroloji(2) Vote_rcap 7% [ 347 ]
Astroloji(2) Vote_lcap7%Astroloji(2) Vote_rcap 7% [ 318 ]
Astroloji(2) Vote_lcap9%Astroloji(2) Vote_rcap 9% [ 415 ]
Astroloji(2) Vote_lcap9%Astroloji(2) Vote_rcap 9% [ 427 ]

Toplam Oylar : 4718

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Nisan 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930     

Takvim Takvim

.
.

Astroloji(2)

Aşağa gitmek

Astroloji(2) Empty Astroloji(2)

Mesaj tarafından ali Ptsi Nis. 26, 2010 9:33 pm


KAZA VE
KADER’İN “SİSTEM”DEKİ İŞLEYİŞ ŞEKLİ




ASTROLOJİ
İLMİYLE ANLAŞILABİLİR ANCAK!







Kaza ve kader konusunu elbetteki
bir sistem şeklinde anlatabilmek mümkün değildir; bunun sistemdeki
işleyiş şekli, “Astroloji İlmi”yle yani eski ifadesiyle
“Burçlar İlmi
”yle son derece yakında ilgilidir. Esasen astroloji
insanın yapısıyla iç içedir veya insanın yapısına temel teşkil eden
bir daldır.




Bilim mi değil mi???





Ben bunun tartışmasına
girmiyorum… Çünkü buna bilim değil diyenler, taş devrindeyken
uçaktan bahsedenleri hayalcilikle suçlayanlar gibi kalıyor.





Dolayısıyle bunun bilim
olduğunu, eğer önümüzdeki asır içinde insanlık evrenin bir üst
boyutunu teşkil eden mikrodalga âlemi değerlendirebilecek duruma
gelirse tesbit edebilecektir.




Kader konusunun kuvveden
fiile çıkıp yani kader konusundaki nazari bilgilerin tatbiki bir
biçimde anlaşılır hale gelmesi astroloji ilmiyle ancak anlaşılabilir
olmaktadır.









ALLAHÛ TEÂLÂ’NIN KADERİ,




“HER
AN” NASIL UYGULANMADA?




Hemen burada şu mânâya
gelen hadîs-i şerîfi hatırlatalım:




Enes radıyallahu anh
naklediyor:




Rasûlullah
salla’llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki:




-Cenâb-ı Hakk bir
kazasını yerine getireceği zaman o kulun aklını başından alır, o kul
bu halde o işi işler; sonra o kulun aklını iade eder de bu defa o
kul pişman olup, ben bu işi nasıl yaptım der. (Deylemî)




Evet, KADER nasıl hükmünü
yerine getirir, önce onu görelim;




Normal akıllı bir insan..
Ama ne çare ki kaderin hükmü geldi çattı. Mars, Güneşinin üzerinden
geçerken, Ay da yükselen burcundaki bir planetin üzerine düştü. İşte
o anda ne olduysa oldu, son derece sudan bir sebeple karşısındaki
kişiye karşı içinde âniden bir şiddet uyandı ve çekip bıçağını
saplamaya başladı!. Aklı başına geldiği zaman ise karşısındaki 12
yerinden bıçaklanarak ölmüştü!. Sonra şöyle konuştu: “Bir anda aklım
başımdan gitti, vurdum vurdum... Aklım başıma geldiğinde ise iş
işten geçmişti!.”




İşte sık sık gazetelerde
gördüğünüz bu satırlar bilinçsiz olarak anlatılan “kader
hükmünden başka bir şey değildir!.




Nitekim yukarıda
nakletmiş olduğumuz hadîs-i şerîf de bu söylediklerimizi aynen teyîd
etmektedir. Böyle olunca, biz kimseyi suçlamayacak mıyız?. Bu
sorunun cevabını ileride “kadere iman” bölümünde vermeye
çalışacağız.




Şimdi sadece olayın geliş
şekline bakalım;




Evet Allahû Teâlâ’nın
kaderi nasıl yerine gelir?.

Daha doğrusu her an
nasıl uygulanmada?.




Beyinlerimiz her an
burçlardan gelen sayısız kozmik ışınların bombardımanı altında!. Bu
ışınım, beyinlerimizin ilk açılışı kadarki kapasitesiyle her an
alınıp değerlendirilmede. Bu gelen ışınım, sürekli olarak değişen
açılar ve değişen güçlerle beynimizde çeşitli planetlerin etkisiyle
açılmış devreleri etkiliyorlar.




Meselâ ilk açılımdaki
Mars devresi, bir zaman Jüpiter’in yansıttığı ışınımı alırken, bir
süre sonra Satürn’ün yansıttığı, bir süre sonra Güneş’in yansıttığı
ışınımı alıyor. Ya da ilk açılım ile ay; sürekli üzerinden geçen
çeşitli planetlerin yansıttıkları tesirleri almada; ve gene süratli
devriyle çeşitli ilk açılım devrelerini etkilemede.




Böylece bizler sürekli
olarak hâlden hâle girmekteyiz.




Bazı kişilerin ilk
programlanışları çok sert olur ve bunlar beyin yapıları itibariyle
çok hassas olarak aramızda yaşarlar. En ufak bir etki alımında hemen
duygulanırlar, daima meseleleri olduğundan çok büyük olarak görüp
değişik hâllere girerler.




Bazıları da son derece
ağırkanlı, zor değişen tiplerdir. Gene bazıları dışa dönük, atak,
girgin; bazıları da içe dönük, pasif, ilk hareketi hep karşılarından
bekleyen tiplerdir.




Bazılarının iç
dünyalarında çok büyük hareketler olup bunları bir türlü dışa
vuramazlar; bazıları da aksine, çok konuşkan hareketli, etkileyici
tiplerdir ama iç dünyaları dışı yeterli oranda besleyebilecek
kapasiteye sahip değildir. Çoğunlukla bundan dolayı içdünyalarında
pişmanlıklar duyagelirler.




Kısacası insanların
bütün huyları, karakterleri, mizaçları tamamiyle beyinlerinin ilk
açılımında aldıkları açılımlar, programlanma istikametinde oluşur.
Ve bu ilk tesirlerde ne kapasitede bir açılım ve yönlenmeye nâil
olmuşlarsa, artık yaşamlarında da o istikamette bir çalışma içine
girerler. Ama bu gene de nasıl başladılarsa öyle bitecektir, demek
değildir. Zîra, ilk açılımdan sonra, bir vesile ile o kişi şâyet
zikre başlar ise, bu defa beyninde yeni açılımlar oluşacağı için,
huylarında, davranışlarında bazı değişiklikler olmaya başlar.




Ancak bu değişiklikler,
daha ziyade kişinin “istidat” yönüyle alâkalı olan, doğum
günleri ile ilgili olarak aldığı tesirlerde daha çabuk görülür.
Kişinin “kâbiliyet”iyle alâkalı, doğum saatiyle ilgili
devrelerde ise, değişim çok daha yavaş olarak meydana gelir.




Daha önceden de
belirtmiş olduğumuz gibi, 120. Günde alınan tesirlerle ilgili
hususlarda ise, yani kişideki “A’yân-ı sâbite”de ise asla
değişiklik olmamaktadır!.




Said ana karnında
saiddir; şakî ana karnında şakîdir
”.




Yâni Cennete gitmesine
yol açacak ekstra antiçekim dalgalarını üretme ihsanına beyin daha
120. Günde nâil olmuştur. Ya da maâlesef hayır!.




Muhakkak ki Allah
dilediğini yapmadadır!. Ve trilyonlarla güneşin içinde yüzdüğü
evreni vareden güce sual sorulmaz yaptığından!.








ASTROLOJİ,




İNSANIN
YAPISINI TANIMASI İÇİN ÖNEMLİDİR



Astrolojinin Din içindeki yeri,
KADER
konusuyla yakın alâkası dolayısı ile bu hususlara oldukça
önemli yer verdik.



Astroloji, insanın yapısını
tanıması için günümüzde oldukça önemlidir.



Geleceğe dönük hükümler çıkartmak,
falcılıkta bulunmak yönüyle ise bâtıl!..



Zira bu hususta öylesine çok geniş
kompozisyonlar söz konusudur ki, bilgisayarlarla bile işin içinden
çıkmak mümkün değildir.



Gazalî Hazretlerinin “İhyâ-u
Ulûmi'd Dîn
” adlı eserinde, Ashabın âlimlerinden olarak bilinen
İbni Abbas radiyallahu anh'ın şöyle dediği yazılıdır:




“O Allah ki yedi semâ yaratmış,
arz’dan da onların bir mislini; ARALARINDAN emir inip duruyor!.”

(Talâk 12)




Âyet-i Celîlesinin tefsirini
yapacak olsam, beni taşa tutardınız.

Bir başka nakilde de: “Beni tekfir ederdiniz!..”



Gene aynı yerde Resûlü Ekrem'in
çok yakınındakilerden biri olan Ebû Hureyre radiyallahu anh
şöyle dediği kayıtlıdır:




[size=9]Rasûlullah efendimizden iki kab
ilim aldım, birini dağıttım. Eğer diğerinin ağzını açsam, bu kelleyi
uçururdunuz!..”



Ashabtan önde gelen ve âlim sayılan
bu zâtların anlayışsızlar tarafından “tekfir” edilmesine, ya da
boğazının kesilmesine kadar yol açacak “SIRLAR” acaba
nelerdir?..



Şunu kesinlikle bilelim ki...


Din bugün çoğunluğun sandığı gibi
yüzeysel emirler-yasaklar bütünü değildir!..



Din’de öyle “SIRLAR” vardır
ki, bunlara muttalî olan bir kişinin bütün hayatı değerlendiriş
şekli mutlaka değişir!.. Ve bunlar ancak yüksek tefekkür gücüne
sahip olarak yaratılmış beyinlere has ilimlerdir!..



Öyle ise, bizler de artık
beyinlerimizi çalıştırıp, 5 duyuyla kayıtlı mahlûklar olarak yaşama
seviyesinden; Allahu Teâlâ'nın kendisine “HALİFE” olarak
meydana getirdiği, “en şerefli” olma mertebesine ulaşalım!..


Kaynak: Ahmet Hulusi'de Kavramlar

ali
ali
Astro Özel Üye
Astro Özel Üye

Erkek
Koç Yılan
Mesaj Sayısı : 518
Yaş : 59
Nerden : tr
Kayıt tarihi : 31/03/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz