Schrödinger'in kedisine ne oldu ?
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Schrödinger'in kedisine ne oldu ?
Avusturya’lı Fizikçi Erwin Schrödinger’in kuramsal deneyi, seçimlerimize dayalı, özgür bir irade ile yazgının görünmez elinin aslında birbirlerine rakip olmadıklarını, tam tersine zorunlu olarak birbirini yarattıklarını anlatıyor. Sözünü ettiğimiz düşünce deneyi bir paradoksu anlatır: Kapalı bir kutunun içerisinde canlı bir kedi ve radyoaktif bozunma olasılığı %50 olasılık taşıyan bir madde vardır. Kedinin bu radyoaktif düzeneğe müdahalesi engellenmiş, düzenek izole edilmiştir. %50 olasılıkla eğer örneğin bir saat içerisinde herhangi bir radyoaktif atom bozunuma uğrarsa, düzeneğe göre kutuya bir zehir yayılacak ve kedi ölecektir. Ancak burada söz konusu olan paradoks, sonuç değil, kapalı kutudaki gözlemlenmeyen aşamada ne olduğudur. Zira ancak gözlem anında kedinin %50 olasılıkla canlı ya da ölü kaldığını anlayabiliriz.
Astrolojik açıdan da özgür irademiz ve söz konusu yazgımız benzer bir paradoks içerir. Tıpkı gözlemcinin deney kutusuna bakma girişimi gibi, yani gözlemci devreye girdiği andaki gibi, seçim yaptığımız andan itibaren önümüzdeki olasılıklar evrenini etkilemiş ve sonuçları ile (kedinin canlı ya da ölü durumu gibi) karşılaşmış oluruz. Gerçekleştirdiğimiz her seçim, bizi yeni olasılıklara taşır. Bununla birlikte, ister istemez yaptığımız her seçimle önümüzdeki olasılık alanını da daraltmış oluruz. Başka bir örnekle daha açıklayalım. Üniversite sınavlarında bir tercih listesi doldururuz. En yüksek puanı kazandığımızı varsayalım ve bu durumda listede, en çok istediğimizi varsaydığımız okulu kazandığımızı düşünelim. Artık seçimimiz gerçekleşmiştir. Bu noktadan sonra hayatımız (eğer yeniden üniversite sınavlarına da girmeyeceksek) yaptığımız bu seçimin tüm diğer olası seçeneklerini içerecek, bir bakıma sanki geri dönüşü imkansız olan yeni bir düzene doğru ilerleyecektir. Diğer bir deyişle, seçimimizi yaptığımız andan itibaren yazgımızla, seçimlerimizin sonuçları ile karşılaşırız. Yazgımızı kendimiz öreriz. Bunu da ancak seçimlerimizle yaparız. Bununla birlikte, şu kritik soruyu da sormamız gerekiyor: Seçimlerimizde ne kadar özgürüz ve seçimlerimizi neye dayanarak yaparız ? Seçimlerimizi %100 özgür olduğumuz ancak teorik bazda mümkün olabilir. Kişisel arzularımız, tüm hayat hikayemiz, ailemiz, hatta ülkemizin sosyal ve ekonomik durumu bile seçimlerimiz üzerinde etkin olacaktır. Bu noktadan baktığımızda %100 özgür bir iradeden söz etmek mümkün değildir, o halde ancak farkındalığımız ölçüsünde özgür olabiliriz.
Yaptığımız her seçim (diğer pek çok değişkene bağlı olarak) istesek de istemesek de bizi geleceğe taşır. Antik Yunan düşüncesinde Stoa Felsefesine göre bu, “nedenler zinciri” (nexus causarum) olarak adlandırılır. Yazgımızın kuantum fiziğine göre açıklaması böyledir. Her şey seçim yapanın (yani deneydeki gözlemcinin) aksiyonuna bağlıdır. Seçimlerimiz öncesinde değişik oranlarda olası evrenler vardır ki aslında bu evrenlerin olasılığı astrolojik haritamızda ifade bulmuştur, öyle ya da böyle, seçimlerimiz çerçevesinde kendi yazgımızı kendimiz yaratmış oluruz. Seçimlerimizden duyacağımız tatmin ve çıkaracağımız sonuç ise yine bizim kendimizle ilgili ne kadar güçlü bir farkındalığa sahip olup olmadığımıza bağlıdır.
Hakan Kırkoğlu
Astrolojik açıdan da özgür irademiz ve söz konusu yazgımız benzer bir paradoks içerir. Tıpkı gözlemcinin deney kutusuna bakma girişimi gibi, yani gözlemci devreye girdiği andaki gibi, seçim yaptığımız andan itibaren önümüzdeki olasılıklar evrenini etkilemiş ve sonuçları ile (kedinin canlı ya da ölü durumu gibi) karşılaşmış oluruz. Gerçekleştirdiğimiz her seçim, bizi yeni olasılıklara taşır. Bununla birlikte, ister istemez yaptığımız her seçimle önümüzdeki olasılık alanını da daraltmış oluruz. Başka bir örnekle daha açıklayalım. Üniversite sınavlarında bir tercih listesi doldururuz. En yüksek puanı kazandığımızı varsayalım ve bu durumda listede, en çok istediğimizi varsaydığımız okulu kazandığımızı düşünelim. Artık seçimimiz gerçekleşmiştir. Bu noktadan sonra hayatımız (eğer yeniden üniversite sınavlarına da girmeyeceksek) yaptığımız bu seçimin tüm diğer olası seçeneklerini içerecek, bir bakıma sanki geri dönüşü imkansız olan yeni bir düzene doğru ilerleyecektir. Diğer bir deyişle, seçimimizi yaptığımız andan itibaren yazgımızla, seçimlerimizin sonuçları ile karşılaşırız. Yazgımızı kendimiz öreriz. Bunu da ancak seçimlerimizle yaparız. Bununla birlikte, şu kritik soruyu da sormamız gerekiyor: Seçimlerimizde ne kadar özgürüz ve seçimlerimizi neye dayanarak yaparız ? Seçimlerimizi %100 özgür olduğumuz ancak teorik bazda mümkün olabilir. Kişisel arzularımız, tüm hayat hikayemiz, ailemiz, hatta ülkemizin sosyal ve ekonomik durumu bile seçimlerimiz üzerinde etkin olacaktır. Bu noktadan baktığımızda %100 özgür bir iradeden söz etmek mümkün değildir, o halde ancak farkındalığımız ölçüsünde özgür olabiliriz.
Yaptığımız her seçim (diğer pek çok değişkene bağlı olarak) istesek de istemesek de bizi geleceğe taşır. Antik Yunan düşüncesinde Stoa Felsefesine göre bu, “nedenler zinciri” (nexus causarum) olarak adlandırılır. Yazgımızın kuantum fiziğine göre açıklaması böyledir. Her şey seçim yapanın (yani deneydeki gözlemcinin) aksiyonuna bağlıdır. Seçimlerimiz öncesinde değişik oranlarda olası evrenler vardır ki aslında bu evrenlerin olasılığı astrolojik haritamızda ifade bulmuştur, öyle ya da böyle, seçimlerimiz çerçevesinde kendi yazgımızı kendimiz yaratmış oluruz. Seçimlerimizden duyacağımız tatmin ve çıkaracağımız sonuç ise yine bizim kendimizle ilgili ne kadar güçlü bir farkındalığa sahip olup olmadığımıza bağlıdır.
Hakan Kırkoğlu
Misafir- Misafir
Geri: Schrödinger'in kedisine ne oldu ?
nedenler zinciri teoriye hayranım ewet...
özgür irademize ne kadar sahibiz...aslında ne kadar değil neye sahibiz demeliyiz. neden derseniz, bizim sahip olacağımız şeyler de duygularımız gibi izafidir, dünyasal herşey izafidir. Burada dünya ahiret tartışması oluşturmak istemiyorum fakat tüm erdemleri dikkatle incelerseniz yüce duygular ve sonuçları olarak yüce insanlar ve değerler oluşturur bu kişilerin yaşamlarıda sonuç olarak değerlidir. kazanımlar o zaman değerli olur. şimdi şu soruyu sormamız gerekecek sanırım, acaba ne olursa olsun benim olsunmu? yoksa hak edenin olsunmu? ewet cevaplar farklı olacaktır mutlaka olmak zorunda da bu bize değerlerinde farklı olduğunu dolayısı ile yaşamlarında farklı olduğuna götürür.
paylaşıma teşekkürler...
özgür irademize ne kadar sahibiz...aslında ne kadar değil neye sahibiz demeliyiz. neden derseniz, bizim sahip olacağımız şeyler de duygularımız gibi izafidir, dünyasal herşey izafidir. Burada dünya ahiret tartışması oluşturmak istemiyorum fakat tüm erdemleri dikkatle incelerseniz yüce duygular ve sonuçları olarak yüce insanlar ve değerler oluşturur bu kişilerin yaşamlarıda sonuç olarak değerlidir. kazanımlar o zaman değerli olur. şimdi şu soruyu sormamız gerekecek sanırım, acaba ne olursa olsun benim olsunmu? yoksa hak edenin olsunmu? ewet cevaplar farklı olacaktır mutlaka olmak zorunda da bu bize değerlerinde farklı olduğunu dolayısı ile yaşamlarında farklı olduğuna götürür.
paylaşıma teşekkürler...
ali- Astro Özel Üye
-
Mesaj Sayısı : 518
Yaş : 59
Nerden : tr
Kayıt tarihi : 31/03/10
JÜPİTER- Astro Özel Üye
-
Mesaj Sayısı : 525
Yaş : 53
Nerden : UZAYDAN
İş/Hobiler : İLETİŞİM,SPOR
Kayıt tarihi : 24/12/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi Haz. 08, 2015 9:23 pm tarafından PaperDragon
» Gaziantep'ten selamlar
Ptsi Haz. 08, 2015 8:52 pm tarafından PaperDragon
» Caput Algol sabit yıldızı
Ptsi Mayıs 18, 2015 11:25 am tarafından Uranus
» Nazım Hikmet
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:57 am tarafından Uranus
» Progres Asc
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:56 am tarafından Uranus
» Stelyum
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:55 am tarafından Uranus
» ben geldimm
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:52 am tarafından Uranus
» SES ??
Ptsi Mayıs 18, 2015 4:51 am tarafından Uranus
» KARŞILIKLI AĞIRLAMA (MUTUAL RECEPTİON)
C.tesi Ara. 20, 2014 10:35 pm tarafından sinan1399